NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
قَالَ أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ يَزِيدَ بْنِ
جَابِرٍ
الشَّامِيِّ
عَنْ
مَكْحُولٍ عَنْ
زِيَادِ بْنِ
جَارِيَةَ
التَّمِيمِيِّ
عَنْ حَبِيبِ
بْنِ
مَسْلَمَةَ
الْفِهْرِيِّ
أَنَّهُ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُنَفِّلُ
الثُّلُثَ
بَعْدَ
الْخُمُسِ
Habib b. Meslem
el-Fihrî'den, denilmiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.)
Humus (denilen beşte bir hisseyi ganimetlerden ayırdık) tan sonra (kalanın)
üçte biri (ni) nefel olarak (mücahidlere) verirdi.
İzah:
İbn Mace, cihâd
Bu hadis-i şerife iki
türlü mana vermek mümkündür:
1. Rasûlullah (s.a.v.)
seriyye birliklerine "Elde edilen ganimetlerden humus denilen beşte bir
hiseyi ayırdıktan sonra kalanın üçte-b irin i de size mükafat olarak
vereceğim" diye va'dederdi. Sonra bu va'dine uyarak önce ganimetlerden
beşte bir hisseyi ayırırdı. Kalanının üçte birini de va'dde bulunduğu seriyye
birliğine nefel olarak dağıtırdı. Kalanı da tüm müeahidlere bölüştürürdü.
Hanefi ulemasına göre Hz. Peygamber ancak vereceği nefeli bu şekilde
kayıtladığı zaman bu şartlara uyardı. Aksi takdirde nefeli humusu ayırmadan
önce vermekte sakınca görmezdi.
2. Rasûlullah (s.a.v.)
savaştan sonra ganimet olarak elde bulunan mallardan öncelikle humus denilen
beşte bir hisseyi ayırırdı, sonra geriye kalan ganimetlerin üçte birini de
(kahramanlıklarıyla dikkatleri çeken kimselere) nefel olarak verirdi. Kalanı
da mücahidler arasında bölüştürürdü. Hadis ulemasından Hattâbî: "Bu
hadisten nefelin humus ayrılmadan önce de ayrıldıktan sonra da verilebileceği
anlaşılmaktadır" demiştir.
Fıkıh âlimlerinin
nefelle İlgili görüşlerini 1337 numaralı hadis-i şerifin şerhinde açıklamış
olduğumuzdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.